YEKDEM ve EPDK’nın 22.06.2017 Tarih ve 7150-3 Sayılı Kurul Kararı’nın Değerlendirilmesi

Giriş

Dünya’nın ortak problemi olan çevre kirliliği, iklim krizi, fosil yakıt kaynaklarının sınırlı olması, pahalılığı ve çevreye verdiği tahribat gibi nedenlerle hükümetlerce yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yaygınlaştırılmaya çalışılmakta ve bu amaçla çeşitli düzenlemeler yapılmaktadır. Türkiye’de de bu çabalara örnek olarak, yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımını yaygınlaştırma amacı ile Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (“YEKDEM”) adı altında bir düzenleme ihdas edilmiş durumdadır. YEKDEM kısaca, yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren üretim lisansına sahip tüzel kişiler ve lisanssız elektrik üretimi yapan kişilerin faydalanabildiği, 5346 sayılı kanun kapsamında düzenlenmiş bir teşviktir. İşbu yazı ile de, YEKDEM uygulamasına ilişkin açıklamalar yapılacak olup; EPDK tarafından YEKDEM hususunda alınan EPDK’nin 22.06.2017 Tarih ve 7150-3 Sayılı Kurul Kararı ve bu Karar’da yapılan “bedelsiz katkı” nitelendirilmesinin hukuk karşısındaki durumu ele alınacaktır.

YEKDEM Uygulaması

5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun’da YEKDEM’den yararlanabilecek üretim tesisleri; rüzgar, jeotermal, biyokütleden elde edilen gaz ve çöp gazı da dahil olmak üzere, güneş enerjisi, dalga enerjisi, akıntı enerjisi, gel-git enerjisi, nehir tipi veya rezervuar alanı on beş kilometrekarenin altında olan hidroelektrik üretim tesisleri olarak sıralanmıştır.

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik’te, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin, lisans bazında, bir sonraki takvim yılında YEKDEM’e kayıt olmak istemeleri halinde 31 Ekim tarihine kadar Kuruma başvuru yapmaları gerektiği ifade edilmiştir. Söz konusu teşvikten enerji üretim tesisleri yararlanabilmekte olup, başvuruları kabul edilen üretim şirketleri, görevli tedarik şirketlerinin belirlenmiş fiyat üzerindeki alım taahhüdünden yararlanmaktadır.

EPİAŞ tarafından, her fatura dönemi için YEK toplam bedeli ilan edilerek her bir tedarikçinin ödeme yükümlülüğü oranı tespit edilmektedir. Tüketicilere elektrik enerjisi sağlayan her bir tedarikçi için tespit edilmiş olan ödemekle yükümlü olduğu tutar, ilgili tedarikçiye fatura edilerek, söz konusu tedarikçilerden yapılan tahsilat YEK Destekleme Mekanizmasına tabi tüzel kişilere payları oranında ödenmektedir.

YEKDEM katılımcılarına her bir fatura dönemi için ödenecek YEK toplam bedeli (YEKTOB), Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik’in 12. Maddesindeki formül uyarınca hesaplanır. İ tedarikçisinin YEKDEM kapsamındaki, bir fatura dönemindeki ödeme yükümlülüğü oranı (ÖYOi)’da söz konusu Yönetmelik’in 13. Maddesi uyarınca hesaplanmaktadır. Her bir tedarikçiden Piyasa İşletmecisi tarafından aylık bazda tahsil edilecek ödeme yükümlülüğü tutarı (ÖYT) ise, YEKDEM kapsamında hesaplanan ödeme yükümlülüğü oranı da dikkate alınarak aynı Yönetmelik’in 14. Maddesi uyarınca hesaplanmaktadır. Piyasa İşletmecisi, tedarikçilerin 14. Madde kapsamında hesaplanan ödeme yükümlülüğü tutarlarına ilişkin mükellefiyetlerini yerine getirmek amacıyla, gerektiğinde dengeleme ve uzlaştırma işlemlerini düzenleyen ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilen teminatlarını kullanabilmektedir.

5346 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 18/5/2005’ten 31/12/2020 tarihine kadar işletmeye girmiş veya girecek olan YEK Destekleme Mekanizmasına tabi üretim lisansı sahiplerine teşvik kapsamında kanuna ekli 1 Sayılı Cetvel’de yer alan fiyatlar 10 yıl boyunca uygulanmaktadır. Yek Destekleme Mekanizmasında öngörülmüş süreler; tesislerden işletmedekiler için işletmeye girdiği tarihten, henüz işletmeye girmemiş olanlar için işletmeye girecekleri tarihten itibaren işlemeye başlar. Söz konusu tarih 31/12/2020, Cumhurbaşkanı kararı ile 30.06.2021 tarihine kadar uzatılmış olup, bu tarihten sonra işletmeye girecek olan YEK Belgeli üretim tesisleri için 5346 Sayılı Kanun’a göre uygulanacak fiyat ve süreler Cetveldeki fiyatları geçmemek üzere Cumhurbaşkanı tarafından belirlenir. YEK Destekleme Mekanizmasına tabi olanlar, uygulamaya dahil oldukları yıl içerisinde uygulamanın dışına çıkamazlar. Lisans sahibi tüzel kişilerin bu Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji üretim kaynaklarına dayalı ve 30/6/2021 tarihinden önce işletmeye giren üretim tesislerinde, kullanılan mekanik aksamın yurt içinde imal edilmiş olması halinde, bu tesislerde üretilerek iletim ve dağıtıma verilen elektrik enerjisi için, hali hazırda YEKDEM kapsamında uygulanmakta olan fiyatlara, üretim tesisinin işletmeye giriş tarihinden itibaren 5 yıl süreyle Kanuna ekli 2 Sayılı Cetvel’de belirtilen fiyatlar ilave edilir.

YEK Destekleme Mekanizmasına tabi olanların listesi ile bunlara ait tesislerin işletmeye giriş tarihlerine, yıllık elektrik enerjisi üretim kapasitelerine ve yıllık üretim programına ilişkin bilgiler, kaynak türlerine göre EPDK tarafından yıl sonuna kadar yayımlanır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten tesislerin lisanslarına derç edilecek yıllık üretim miktarı, bu tesislerin kaynağına göre mevcut kurulu gücü ile üretebileceği yıllık azami üretim miktarıdır. Elektrik enerjisi üretimi yapmak üzere lisans alan söz konusu kişiler, lisanslarında belirtilen sahanın dışına çıkmamak ve işletme anında sisteme verilen gücün lisanslarında belirtilen kurulu gücü aşmamak üzere ek tesis kurabilirler.

Kendi tüketim ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üreten lisanssız elektrik üretim faaliyetinde bulunan gerçek ve tüzel kişiler de ihtiyaçlarının üzerinde ürettikleri elektrik enerjisini dağıtım sistemine vermeleri halinde YEKDEM kapsamındaki fiyatlamalardan on yıl süre ile faydalanabilirler. Bu kapsamda dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisinin görevli tedarik şirketi tarafından satın alınması zorunludur. İlgili şirketlerin satın aldıkları elektrik enerjisi, ilgili görevli tedarik şirketi tarafından YEK Destekleme Mekanizması kapsamında üretilmiş ve sisteme verilmiş kabul edilir.

YEKDEM ve İdare’nin Yetkisi

5346 sayılı Kanun, 9. maddesinde yer alan “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu Kanunda belirtilen temel ilkelerin ve yükümlülüklerin uygulanması, yönlendirilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve alınacak tedbirlerin planlanmasında koordinasyonu sağlar.” hükmüyle idareye YEKDEM kapsamında yürütülen sürecin düzenlenmesi ve denetimi yükümlülüğünü getirmiştir. YEK Destekleme Mekanizmasından yararlanmak isteyenler, YEK Belgesi almak ve EPDK’ye başvurmak zorundadır. Söz konusu Mekanizmaya tabi olanların listesi ile bunlara ait tesislerin işletmeye giriş tarihlerinin, yıllık elektrik enerjisi üretim kapasitelerine ve yıllık üretim programına ilişkin bilgilerin, kaynak türlerine göre EPDK tarafından yıl sonuna kadar yayımlanıyor olması da idarenin YEKDEM sürecine ilişkin tüzel kişilerin faaliyetlerine dair bilgilere vakıf olduğunu, bu sebeple denetim yetkisinin tam olarak kullanma yetkisini de haiz olduğunu göstermektedir.

EPDK’nın 22.06.2017 Tarih ve 7150-3 Sayılı Kurul Kararı’nın Değerlendirilmesi

EPDK’nin 22.06.2017 Tarih ve 7150-3 Sayılı Kurul Kararı’nda Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 5 maddesinin C bendi kapsamında olan üretim tesislerinin, sisteme 1 MW’den fazla enerji vermesi durumunda söz konusu ayda üretilen toplam enerji ile ilgili olarak  tüzel kişiye herhangi bir ödeme yapılmamasına ve sisteme verilen söz konusu enerjinin YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak nitelendirilmesine karar vermesi birçok açıdan hukuka uygunluğu tartışmaya açık bir karar olup, üretim tesislerine söz konusu ay için herhangi bir ödeme yapılmayacağının kararlaştırılması ve buna ek olarak para cezası kesilmesi üreticiye aşırı bir yükümlülük getirmekte olup fiil ve öngörülmüş yaptırım arasındaki açık uygunsuzluk, orantılılık ilkesini ihlal eder bir nitelik taşımaktadır. Cezaların caydırıcı olması gerektiği gibi, aynı zamanda cezaya konu işlem ile ceza arasında bir orantı olması gerekir. Diğer bir deyişle hakların kısıtlanması noktasında ceza ile fiil arasında bir uygunluk olmalıdır. Kanımızca, söz konusu aşıma ilişkin idarece kararlaştırılmış olan yaptırımın ise uygunsuzluğu açık olup, Anayasa’da güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkının özüne dokunarak, ölçüsüz bir biçimde ihlalini teşkil etmektedir.

Söz konusu Teşvik Programı YEKDEM’in, idarenin yönetiminde ilerliyor olmasından bahisle lisanslı veya lisansız elektrik üretimine ilişkin, denetimin tam anlamıyla gerçekleştirilmemesi sonucu, ortaya çıkmış olan hukuka aykırılıklar kaynaklı üretim tesislerine geriye dönük sorumluluk yüklenmesi idarenin işlemlerinin hukuka uygunluğu ilkesi ile çelişki oluşturmaktadır. Gerekli yetki ile donatılmış bulunan idare tarafından, denetim sağlanmayarak aykırılığın bilgisi dışında olduğu iddiasıyla veya herhangi bir nedenle hukuka aykırı bir durum karşısında suskun kalınması ve üretim tesislerince yararlanılan teşvik uygulaması sürecine tesisler aleyhine bir durum oluşturulmadan devam edilmesi, idare nezdinde bir aykırılığın söz konusu olmadığının kabulü şeklinde yorumlanmalıdır. Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu; 1969/8 E., 1973/14 K., 22.12.1973 T. Kararında da , idari işlemlerde doğruluk karinesi bulunduğundan, aksi yetkili merci veya makamlarca saptandığı tarihe kadar doğru kabul edilen bir işlemin doğurduğu sonuçların da doğru olması gerektiği, bu kuralın aksini düşünmek idarede ve toplum yaşantısında kargaşayı ve anarşiyi davet demek olduğu belirtilmiş olup karardan anlaşılacağı üzere idari işlemlerin ve bu işlemlerin sonuçlarının hukuka uygun olduğu kabulü aksi ispat edilene kadar geçerli olup, söz konusu işlemlerin hukuka aykırılığının tespit edildiği her an tüm sonuçları ile birlikte geri alınabilir bir niteliğe sahip olması, idari işlemlere ilişkin istikrar prensibini ihlal etmiş olacağından, YEKDEM kapsamında aykırılık iddiası ile işleme ilişkin idare tarafından geçmişe dönük iade talebinde bulunulması mümkün görünmemektedir.

Lisanslı elektrik üretiminde, üretim tesislerinde yıllar boyunca kurulu gücün üzerinde elektrik üretiliyor olması, idarece gerekli yetkiyi haiz olunmasına rağmen bu hususa ilişkin yönetim ve denetimin sağlanmaması, söz konusu aşımların bilgisi dahilinde olmasına rağmen hukuka aykırılık oluşturduğu yönünde bir iradenin ortaya konmamış olması, idarenin aşımların hukuka aykırılık oluşturmadığına dair açık kabulünü teşkil edip, geriye dönük üretim tesislerinden talepte bulunulması ile çelişir niteliktedir. Kaldı ki YEKDEM katılımcılarının saatlik üretim tahminlerini her bir gün için, önceki gün saat 09.00 DGYPS üzerinden MYTM’ye bildiriyor olması hususu ve üretim tesislerindeki kurulu gücün üzerindeki üretime ilişkin ödemenin eksiksiz yapılıyor olmasından bahisle idarenin aşımdan haberdar olduğu açık olup, aşıma ilişkin geriye dönük taleplerin hukuki dayanaktan yoksun olduğu ortadadır. İdarenin işlemlerinin aksi ispat edilene kadar hukuka uygun oluşuna ek olarak, idarenin açık kabulü karşısında hukuki olarak sonuçlarını doğurmuş işlemden kaynaklı bir yaptırımın öngörülmesi, işlemin tarafı olan kişilerin hukuki güvenliğini de zedeler niteliktedir.

Aşımların süreğenliği göz önüne alındığında, hukuka aykırılık oluşturduğuna ilişkin iradenin ilk aşımın gerçekleştiği zamanı takiben yapılmış olması dürüstlük kuralının bir gereği olup, yıllar boyunca bu yönde idareye ait bir beyan olmamasına rağmen sonrasında hukuka aykırılık iddiasında bulunulmuş olması dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edecektir. Kurulu gücün üzerinde üretim yapan tesis ve söz konusu aşım kapsamındaki elektriğe ilişkin ödemeleri tam olarak yapan idare arasında bir güven ilişkisi kurulmuştur. İdarece yıllar boyunca kurulu gücün üzerindeki üretimlere ilişkin ödemelerin aksaklık yaşanmadan yapılması, üretimin idare tarafından kabul edildiğini gösterdiğinden, işlemin tarafı olan üretim tesisi tüzel kişisinde haklı bir güven oluşturulmuştur. Sonrasında idarenin aşımın aykırılık oluşturduğuna dair beyanı, tüzel kişi nezdindeki haklı güveni ihlal eder nitelikte olduğundan hakkın kötüye kullanılması teşkil edecektir.

Sonuç

Görüldüğü üzere, EPDK’nin 22.06.2017 Tarih ve 7150-3 Sayılı Kurul Kararı’nda Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nin 5 maddesinin C bendi kapsamında olan üretim tesislerinin, sisteme 1 MW’den fazla enerji vermesi durumunda söz konusu ayda üretilen toplam enerji ile ilgili olarak tüzel kişiye herhangi bir ödeme yapılmaması ve sisteme verilen söz konusu enerjinin YEKDEM’e bedelsiz katkı olarak nitelendirmesi kararı öncelikle idari işlemlerde doğruluk karinesine ve istikrar prensibine aykırı olmakla birlikte; söz konusu tüzel kişilere idari para cezası uygulanması kanımızca mülkiyet hakkını da ihlal eder biçimde ölçülülük ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir. Aşımların süreğenliği, aşım olarak nitelendirilen enerjinin idare tarafından kullanılmış olması ve bu aşımlar kapsamında idarenin istikrarlı bir şekilde ödeme yapmış olması hususları da düşünüldüğünde, önce bu aşımların “bedelsiz katkı” olarak nitelendirilmesi, sonrasında geçmişe dönük para talebinde bulunulması ve üstüne idari para cezası uygulanması durumunun Anayasa’da yer alan “hukuk devleti ilkesi” ile de bağdaşmadığı ortadadır. Hal böyle iken, bu karar sebebiyle hukuki menfaatleri zarar görenlerin açacağı davalarda yukarıda ele alınan temel hak ve prensiplerin göz önüne alınarak karar verilmesi, böylesi uygulamalarda ısrarcı olunmaması ve benzer kararların verilmemesi bahsedilen haklar ve prensipler doğrultusunda hukuki bir zorunluluktur.

tr_TRTurkish