Yapı Denetim Kuruluşları Hakkında Bilgi Notu

Özellikle 1999 yılında yaşanan Marmara ve Düzce depremi sonrasında kontrolsüz ve kalitesiz yapılaşmayı önlemek, can ve mal güvenliğini sağlamak adına çağdaş ölçü ve standartları içeren bir sistem getirme çalışmaları başlamıştır. Bu çalışmaların diğer bir önemli amacı da yapı denetimini etkin kılarak, yapı hasarı nedeniyle oluşabilecek zararlardan mağdurları korumak ve sorumlu kişileri belirlemektir.

Bu amaçları gerçekleştirmek için ortaya konulan ilk düzenleme 10.04.2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 595 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” olmuştur. Ancak bu düzenleme sektörel anlamda uygulama ihtiyaçlarını karşılayamaması yönünden eleştirilmiş, ardından Anayasa Mahkemesi’nin 24.05.2001 tarihli ve E.2000/35, K.2001/90 numaralı kararıyla 4.,13.,14.,15. ve 25.maddelerinin Anayasa’nın 91.maddesine aykırı olması sebebiyle iptal edilmiştir.

Bunun üzerine, 29.06.2001 tarihli ve 4708 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanun” düzenlemesi yapılmıştır. İlk önce pilot illerde uygulanan bu kanun 2011 yılından bu yana tüm Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır. Bu düzenlemeye bağlı olarak 05.02.2008 günlü “Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği” çıkarılmış ve bu yönetmelikle her ilde ihtiyaç duyulan sayıda yapı denetim kuruluşunun kurulmasına izin verilmiş, bunların yalnızca kurulduğu ilde denetim yapması genel kuralı öngörülmüştür. Yapı denetiminin sistemleştirilmesi anlayışı ülkemizde 2000 yılında başlamış olup halihazırdaki sistem de bazı yönleriyle başarılı bulunmaktayken bazı yönleriyle de eleştirilmektedir.

Yapı Denetim Kuruluşlarının Oluşumu

Yapı denetim kuruluşlarının unsurları 4708 sayılı Kanun’da sayılmış durumdadır. Bu Kanun’da yer alan tanıma göre yapı denetim kuruluşları “Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yapan, ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Görüldüğü üzere, yapı denetim kuruluşlarının dört temel unsuru bulunmaktadır. Şöyle ki, yapı denetim kuruluşları ancak tüzel kişi olarak örgütlenebilir. Bu örgütlenmenin ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşabilir. Bu şekilde oluşan tüzel kişilik sadece yapı denetim faaliyeti gösterebilir ve son olarak da bu tüzel kişiliğin faaliyet göstermesi için Bakanlık izni gerekmektedir.

Yapı Denetim Kuruluşlarının Hukuki Rejimi

  • 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun
  • Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği
  • 3194 sayılı İmar Kanunu

Yapı Denetim Kuruluşlarının Görev ve Sorumlulukları

Yapı denetim kuruluşlarının görevleri 4708 sayılı Kanunu’nun 2.maddesinde sayılmış ve Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği’nin 5.maddesinde üç safhaya ayrılarak detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bunlardan kısaca bahsetmek gerekirse, yapı denetim kuruluşları “proje denetimi safhası”, “yapı ruhsatı alınması safhası” ve “yapım safhası” olmak üzere üç safhada, projeyi denetlemek, projeyi yönlendirmek, inşaatı kontrol etmek, projeye aykırı durumları belirlemek ve bildirmek, tesisat kontrolü yapmak ve tutanak düzenlemek gibi temel görevleri üstlenmiş durumdadırlar.  Anlaşıldığı üzere, Kanuna uygun bir şekilde yapı sahibi ve yapı denetim kuruluşu arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin ardından, yapı ruhsatının düzenlenmesinden projenin tamamlanarak yapı kullanma izni düzenlenmesine kadar olan süreçte yapı denetim kuruluşları hem sayılan temel başlıklar altındaki görevleri üstlenir hem de proje ile idare arasındaki iletişimi ve hukuka uygun belge akışını sağlar.

Yapı denetim kuruluşlarının sorumlulukları da bu doğrultuda belirlenmiş durumdadır. Öyle ki, 4708 sayılı Kanunu’nun 3.maddesine göre “Bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşları imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenir.” denilerek genel çerçeve çizilmiştir. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise “Yapı denetim kuruluşları öncelikle risk bazlı denetim yapar. Yapı denetim kuruluşları, … ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumludurlar.” denilmiştir. Anlaşıldığı üzere, yapı denetim kuruluşları yukarıda ele alınan safhalarda yer alan temel görevler altında bu hüküm çerçevesinde sorumlu tutulmaktadır. Sorumluluk süresi ise yapı kullanma izninin alındığı tarihten itibaren, yapının taşıyıcı sisteminden dolayı on beş yıl, taşıyıcı olmayan diğer kısımlarda ise iki yıl olarak belirlenmiştir. Önemle belirtilmelidir ki, aynı maddenin 4.fıkrası ile “Yapı denetim kuruluşlarının yöneticileri, ortakları, denetçi mimar ve mühendisleri ile proje müellifleri, laboratuvar görevlileri ve yapı müteahhidi; bu Kanunun uygulanmasından dolayı ortaya çıkan yapı hasarından sorumludur.” denilmek suretiyle yapı denetim kuruluşlarının yönetici ve ortaklarının tüzel kişilik perdesi arkasına saklanmasının önüne geçilerek yapı hasarından dolayı sorumlu tutulmaları esası öngörülmüştür.

en_USEnglish